top of page
  • Yazarın fotoğrafıBahattin Bakır

Duygu Düzenlemede İlk Adım: Duyguları Anlamak

Güncelleme tarihi: 6 Mar 2023

Duyguları bazen hayatın tadı tuzu bazen de kaçıp kurtulmak gereken şeyler olarak görsek de duygular esasında hayatımızın olmazsa olmaz bir parçasıdır. Bu nedenle hem duyguları anlamak hem de duygu düzenlemesini yapabilmek oldukça önemli bir hal kazanıyor. Bu yazıda biraz duygularımızın anlam ve önemine değineceğiz.


‘Duygu nedir?’ diye başlayıp tanımlamalara girişmek gibi bir niyetim yok. Zira duygunun tanımını yapmak da oldukça zor ve hala işte bu diyebileceğimiz üzerine yüzde yüz hem fikir olunmuş bir tanımı da yok. Bizim de zaten burda ilgilendiğimiz şey tanımı değil ne işe yaradığı… Olumlu-olumsuz, iyi-kötü, yaşanılası-kaçınılası her nasıl isimlendirirsek isimlendirelim esas olan şey duygularımızın hayatımızın olmazsa olmazı olduğu gerçeğidir. Hatta şöyle söylesem yanlış olmaz olumsuz dediğimiz duygular muhtemelen olumlu duygulardan çok daha hayati ve işlevseldir. Duygu düzenleme (duygu regülasyonu) da bu nedenle fazlasıyla önemli bir konu haline gelir. Duygu düzenleme konusunu birkaç yazıda uzun uzun konuşacağız ve bunun ilk adımı; DUYGULARIN NE İŞE YARADIĞINI ANLAMAK.


Duygularımız Neden Var? Ne İşe Yarıyorlar?


Evet gerçekten de hayatımızın tadı tuzudur duygularımız. Ancak duygularımızın hayatımıza renk katmaktan çok daha büyük bir işlevi vardır; bizi hayatta tutmak. Öfke, mutluluk, hüzün, merak, şaşırma, endişe, kaygı gibi gibi uzun bir duygular listesi yapılabilir belki ama bizim için ‘hayatta kalma’ amacına hizmet eden birkaç temel duygumuz var; korku, öfke, şaşkınlık, tiksinme, neşe/sevinç, üzüntü. İşte özellikle bu duygular bizim hayatta kalmamızı sağlayan duygular.


Peki bu hayatta kalma işini nasıl yapıyor bu duygular, işlevleri ne? Duygularımızın ne işe yaradığını anlatmak için en çok kullandığımız benzetme alarm benzetmesidir (en azından ben çok sık kullanıyorum). Duygularımızı bir tür işaret ya da alarm sistemi gibi düşünebiliriz. Tıpkı bir alarm sistemi gibi dış dünyada olup bitenden bizi haberdar ederek bizim gereken tepkileri vermemizi sağlar duygularımız. Bu nedenle de her bir duygunun özellikle de ‘temel duygular’ diye adlandırdıklarımızın hayatımızda bir işlevi var ve yaşamımızdan çıkarıp atmamız mümkün değil.


Bunu birkaç örnekle açıklamak daha doğru olacaktır. Düşünün ki bir binada yangın çıktı ve alarm çalmaya başladı. Bu gürültülü alarmın işlevi nedir? Bize yangın çıktığını haber verir ve derki yangın var kaç burdan ya da söndür ateşi… Biz de bu alarm sayesinde görmesek bile yangından haberdar oluruz ve gerek yangını önlemek gerekse yangından korunmak için yapmamız gerekenleri yapmak üzere harekete geçeriz. İşte burda güzel bir örnek olarak korku duygusunu ele alabiliriz.


Korku duygusu da aynı alarm sistemi gibi bize bilgi verir ve harekete geçmemizi sağlar. Örneğin, üzerinize size zarar verecek olan bir hayvanın koştuğunu gördüğünüzü hayal edin ya da korktuğunuz bir anınızı hatırlayın. O an yaşadığınız duygu size ne mesaj ne haber verir? “Hey! Harekete geç bu ölümcül olabilir, sana zarar verebilir. Bir şeyler yapmalısın.” gibi çevredeki tehlike kaynağından bizi haberdar eder. Tıpkı yangın alarmının yaptığı gibi…


Örnekleri artırmak kesinlikle mümkün. Üzüntülü bir zamanınızı düşünün, üzüntü duygusu bir tür kayıp yaşadığımıza işaret eder ve bizim için değerli olan bir şeyin kaybolduğunu bize haber verir. Ağrı ve acı hissimiz aynı şekilde bunların yok bizi nasıl koruduğunu bir düşünün. Örneğin sıcak bir sobaya elimizi dokununca elimiz acımasa ne olurdu?

Uzun lafın kısası duygularımızın bizim için en önemli işlevi dış dünyadan bizi haberdar ederek tepki vermemizi sağlaması ve bu sayede bizi hayatta tutmasıdır diyebiliriz. Ancak duygular bizi sadece hayatta tutmakla kalmaz aynı zamanda isteklerimize, kim olmak istediğimize, ideallerimize de işaret ederler. Yani üzüldüğümüz, sevindiğimiz şeyler bir de bizim iç dünyamıza işaret eder. Örneğin bir sınav için heyecanlanıyorsak bu bizim o sınav ve beraberinde geleceklerin bizim için kıymetli olduğunu ifade ediyordur. Örnekler elbette artırılabilir ama biraz da duyguları bastırmak ve yaşamak konusundan bahsedelim.


Duyguları Bastırmak Ne Kadar Doğru


Duyguları basitçe olumlu ve olumsuz duygular olarak ayırdığımızı varsayalım. Çok insani bir refleks olarak genellikle olumlu duyguları yaşamayı olumsuz duygulardansa kaçınmayı tercih ederiz. Olumlu duyguları yaşama kısmı tamam ama daha çok olumsuzdan kaçınma kısmını biraz konuşmak gerekiyor. Duygularımızı bastırmak, yaşamaktan kaçınmak, işaret ettiği noktayı yok saymak bizim için ağır sonuçlara sebep olabilir. Hatta pek çok psikopatolojik sorunun nedenlerinden biri de duyguları iyi yönetememekten kaynaklanır.


Duygularımız bizim iç dünyamız ve dışardaki dünya konusunda bilgi sahibi olmamız için var olan bir sistem. Yine yangın alarmı örneğinden gitmek gerekirse; nasıl ki yangın esnasında bizi uyaran alarma kızmak, kapatmak ve yangınla ilgilenmemek bizim için bir felakete neden olursa aynı şekilde duygularımızı bastırmak da bizim için olumsuz sonuçlara neden olacaktır. Duyguları yok saymak, bastırmak, işaret ettiği şeyi umursamamak anlık olarak iyi gibi dursa da uzun vadede duyguların ve sorunların çok daha ciddi bir şekilde yaşanmasına neden olacaktır.


Örneklerimizi biraz daha artırmak daha anlaşılır hale getirecektir. Bir konuda bir yakınınızla konuşurken biraz sinirlendiğinizi düşünün. Sinirlendiğinize göre o konu sizin için önemli bir konu ve konuşulması gerekiyor ama tatsızlık olmasın diye geçiştirdiniz. Bu tutumu devam ettirdikçe muhtemelen ilerde çok daha ciddi bir öfke patlamasına neden olabilir. Ya da bir kayıp sonrası ağlamamak güçlü durmak gerekir diye düşündünüz ya da başka sebepten yasınızı tutamadınız. Bu da aynı şekilde yas süresinin uzamasına, duygusal ve psikolojik sorunların oluşmasına neden olabilir. Dolayısıyla duyguları bastırmak ve yok saymak yerine çok daha işe yarar duygu düzenleme stratejileri kullanmak gerekir.


Etkili Duygu Düzenleme Stratejileri


Duygularımızın bizim için hayati bir öneminin olduğunu, her duygunun önemli ve gerekli olduğunu, olumsuz duyguların da en az olumlu duygular kadar değerli hatta daha hayatî olduğunu konuştuk. Dolayısıyla duygularımızı yok saymak, onlardan kaçınmak yerine onlara kulak veren ve verdiği mesajı iyi kavrayan bir şekilde davranmak daha doğru olacaktır.


Etkili bir duygu düzenlemesi için öncelikle duygularımızı iyi tanımak ve işaret ettiği şeyi iyi anlamak gerekir. Aynı zamanda duygunun nöral temellerini, gelişimsel süreçlerimizin duygularımıza etkisini iyi bilmek bize her daim fayda sağlar. Bunlardan sonra da duyguları uygun şekilde ifade etme, bilişsel yeniden çerçeveleme, etkili sorun yönetme becerileri geliştirme pek çok yolla duygularımızı yönetebiliriz.


Tüm bahsettiğim bu yollar ve daha fazlasını tek tek detaylı bir şekilde konuşuyor olacağız. Ancak yazıyı daha fazla uzatmamak adına bugün sadece duyguların işlevi nedir bunu konuşmuş olduk. Böylece duygu yönetimi konusuna da bir giriş yapmış olduk. Ancak yazıyı burada bırakmak istemem. Duyguların önemi ve işlevine dair hoş bir animasyon film önerisini de buraya bırakıyorum: INSIDE OUT (TERS YÜZ). Bu animasyonu izlediğinizde hem çok eğlenebilir hem de duygulara yönelik oldukça güzel bir bakış açısına sahip olabilirsiniz. İncelemeniz için IMDb linkini buraya, fragmanı ise aşağıya bırakıyorum.



Sizlerle hala tanışmamışsak Hakkımda sayfasından benimle alakalı daha fazla bilgiye sahip olabilir, Instagram hesabımdan beni takip ederek ya da YouTube kanalımı ziyaret ederek farklı içeriklere ulaşabilir, abone olabilirsiniz. Yine soru, görüş ve önerileriniz için de sosyal hesaplarımdan bana ulaşabilirsiniz.


505 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page