top of page
  • Yazarın fotoğrafıBahattin Bakır

Kaygı Bozukluğu: Belirtileri, Nedenleri ve Baş Etme Yöntemleri

Kaygı, hayatın doğal bir parçasıdır. Yeni bir işe başlamanın heyecanı, bir sınavdan önce hissettiğimiz kelebekler veya karanlık bir sokakta yürümenin getirdiği endişe, tüm bunlar geçici ve genellikle yönetilebilir kaygı duygularıdır. Ancak, hayatın günlük durumlarında bile aşırı ve sürekli kaygı yaşayanlar için, bu hisler baskın ve yönetilmesi zor hale gelir. Bu durum, kaygı bozukluğu olarak tanımlanır ve bu durumda olan kişinin yaşam kalitesi önemli ölçüde etkilenebilir.


Kaygı Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir?


Kaygı bozukluğunun belirtileri kişiden kişiye değişir, ancak genel olarak şunları içerir:

  • Sürekli endişe, korku veya gerginlik: Örneğin, bir kişi sürekli olarak sağlık durumu, işi veya ailesi hakkında aşırı endişe duyabilir, bu endişeler genellikle gerçeklikle orantısızdır.

  • Belirgin bir neden olmaksızın gelen panik ataklar: Kişi, yoğun bir korku veya dehşet hissi yaşayabilir, kalp çarpıntısı, terleme, titreme veya nefes alamama gibi fiziksel belirtiler eşlik edebilir.

  • Uyku sorunları: Kaygı bozukluğu olan kişiler genellikle uyandıklarında endişeli hissederler ve bu durum uyumalarını zorlaştırır.

  • Belirli bir durumu veya aktiviteye karşı aşırı endişe veya korku: Örneğin, sosyal kaygı bozukluğu olan bir kişi, utanç veya aşağılanma korkusuyla sosyal durumlardan kaçınabilir.

DSM-V'ye göre, bu belirtilerin kişinin sosyal, mesleki veya diğer önemli işlevsel alanlarındaki performansını önemli ölçüde bozması veya kişiye önemli sıkıntı vermesi gerekmektedir.


Kaygı Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir?


Kaygı bozukluklarının kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik faktörler, çevresel etkiler, beyindeki kimyasal dengesizlikler ve sosyal öğrenme gibi çeşitli faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Aile geçmişi kaygı bozukluğu olan kişilerde kaygı bozukluğu gelişme riski daha yüksektir, bu genetik bir yatkınlığı işaret eder. Ayrıca, stresli veya travmatik yaşam olayları, örneğin çocuklukta yaşanan istismar veya yakın bir akrabanın kaybı, kaygı bozukluklarının gelişimine katkıda bulunabilir. Sosyal öğrenme teorisi, bireylerin çevrelerindeki diğerlerinin kaygı tepkilerini gözlemleyerek ve taklit ederek kaygı bozukluğu geliştirebileceğini öne sürer.


Kaygı Bozukluğunun Çeşitleri


Kaygı bozuklukları birkaç farklı türde gelir, her biri belirli belirtileri ve endişeleri içerir. Bunlar genel anksiyete bozukluğu, panik bozukluk, sosyal anksiyete bozukluğu, özgül fobiler ve travma sonrası stres bozukluğunu (TSSB) içerir.


Kaygı Bozukluğuyla Baş Etme Yöntemleri


Kaygı bozukluğu tedavi edilebilir ve çoğu insan tedavi ile belirtilerini yönetebilir ve normal, sağlıklı bir yaşam sürdürebilir. İşte kaygı bozukluğuyla başa çıkmanın bazı yolları:

  • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): BDT, insanların kaygıyı tetikleyen düşünce ve davranışları tanımalarına ve bu düşünceleri ve davranışları daha sağlıklı olanlarla değiştirmelerine yardımcı olur.

  • İlaç Tedavisi: Antidepresanlar, anksiyolitikler ve beta blokerler gibi ilaçlar, kaygı bozukluğunun belirtilerini yönetmede yardımcı olabilir. Ancak, bu ilaçların kullanımı, bir psikiyatri hekiminin dikkatli gözetimi ve rehberliği gerektirir.

  • Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Düzenli egzersiz, sağlıklı bir diyet, yeterli uyku, kafein ve alkol tüketiminin azaltılması ve stres yönetimi tekniklerinin uygulanması, kaygı belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilir.

Son olarak, tedavi sürecinin önemli bir bölümünü psikoterapi oluşturur. Özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi, kaygı bozuklukları için oldukça etkili bir tedavi yöntemi olarak görülür. Psikoterapi, kişinin kaygı duygularını ve bu duyguları tetikleyen düşünce ve davranış kalıplarını anlamasına yardımcı olabilir. Ayrıca, terapistler, kişinin kaygıyı yönetmek için yeni beceriler geliştirmesine yardımcı olabilir.


Psikoterapinin yararları, kişinin kaygıyla baş etme stratejilerini geliştirmesini ve daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşmasını sağlamaktır. Ancak, psikoterapi sadece eğitimli bir sağlık profesyoneli tarafından sağlanmalıdır. Kendi başınıza yapabileceğiniz birçok şey olsa da, kaygı bozukluğunuz varsa bir uzmana başvurmanız önemlidir. Bu, durumunuzu tam olarak anlamanıza ve sizin için en uygun tedavi planını oluşturmanıza yardımcı olacaktır. Unutmayın, yardım almak güçlülüktür ve her zaman ilk adımı atmaktır.


Sonuç olarak, kaygı bozukluğu, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen ciddi bir durumdur. Ancak doğru tedavi ve başa çıkma stratejileri ile, kaygı bozukluğu olan kişiler sağlıklı ve tatmin edici bir yaşam sürebilirler.

2 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kendi kendine terapi kitaplarının nasıl okunması gerektiğine dair bir video ve yazıyı geçen haftalarda sizlerle paylaşmıştım. Beraberinde...

bottom of page